Dünya genelinde insan faaliyetlerinin etkisiyle toprak kirliliği, önemli bir çevre sorunu hâline gelmiş; yalnızca ekosistem sağlığını tehdit etmekle kalmayıp, gıda kalitesi ve güvenliği üzerinde de doğrudan etkiler oluşturmaktadır. 2015 Dünya Toprak Kaynakları Durum Raporu ve 2016 yılında FAO Konseyi tarafından onaylanan Sürdürülebilir Toprak Yönetimi Üzerine Gönüllü Yönergeler, bu kirliliği toprak sağlığı için küresel çapta en büyük on tehditten biri olarak listelemiştir.
Tarım sektörü, toprak kirliliğine hem katkı sağlayan hem de bu kirlilikten doğrudan etkilenen bir alandır. Tarım ve hayvancılık faaliyetleri, toprak ve su yönetimi uygulamalarıyla birlikte, sentetik gübreler ve pestisitlerin toprağa girmesine yol açmaktadır. Bu kimyasallar, toprağın kimyasını değiştirerek bitki beslenmesini bozar, faydalı mikroorganizmaların azalmasına neden olur ve pH seviyesini değiştirerek verimliliği düşürür. Böylece gıda güvenliği ve biyolojik çeşitlilik üzerinde olumsuz etkiler ortaya çıkarken, toksik bileşiklerin insan gıda zincirine girmesi riski de artar.
Toprak kirliliği, kimyasal konsantrasyonların doğal seviyelerin üzerine çıkması ve hedef dışı organizmalar ile ekosistemler üzerinde olumsuz etkiler oluşturması durumunu ifade eder. Kirleticiler; tarımsal girdiler, atmosferik birikim, sel ve sulama suları, kazara dökülmeler, uygunsuz atık bertarafı ve endüstriyel faaliyetler gibi çeşitli kaynaklardan toprağa girebilir. Görünmez doğası nedeniyle, toprak kirliliği uzun yıllar fark edilmeden kalabilir; bu da kirleticilerin birikerek gıda sistemlerine geçmesine ve çevre ile insan sağlığı üzerindeki etkilerinin artmasına yol açar.
Dünya genelinde insan faaliyetlerinin etkisiyle toprak kirliliği, önemli bir çevre sorunu hâline gelmiş; yalnızca ekosistem sağlığını tehdit etmekle kalmayıp, gıda kalitesi ve güvenliği üzerinde de doğrudan etkiler oluşturmaktadır. 2015 Dünya Toprak Kaynakları Durum Raporu ve 2016 yılında FAO Konseyi tarafından onaylanan Sürdürülebilir Toprak Yönetimi Üzerine Gönüllü Yönergeler, bu kirliliği toprak sağlığı için küresel çapta en büyük on tehditten biri olarak listelemiştir.
Tarım sektörü, toprak kirliliğine hem katkı sağlayan hem de bu kirlilikten doğrudan etkilenen bir alandır. Tarım ve hayvancılık faaliyetleri, toprak ve su yönetimi uygulamalarıyla birlikte, sentetik gübreler ve pestisitlerin toprağa girmesine yol açmaktadır. Bu kimyasallar, toprağın kimyasını değiştirerek bitki beslenmesini bozar, faydalı mikroorganizmaların azalmasına neden olur ve pH seviyesini değiştirerek verimliliği düşürür. Böylece gıda güvenliği ve biyolojik çeşitlilik üzerinde olumsuz etkiler ortaya çıkarken, toksik bileşiklerin insan gıda zincirine girmesi riski de artar.
Toprak kirliliği, kimyasal konsantrasyonların doğal seviyelerin üzerine çıkması ve hedef dışı organizmalar ile ekosistemler üzerinde olumsuz etkiler oluşturması durumunu ifade eder. Kirleticiler; tarımsal girdiler, atmosferik birikim, sel ve sulama suları, kazara dökülmeler, uygunsuz atık bertarafı ve endüstriyel faaliyetler gibi çeşitli kaynaklardan toprağa girebilir. Görünmez doğası nedeniyle, toprak kirliliği uzun yıllar fark edilmeden kalabilir; bu da kirleticilerin birikerek gıda sistemlerine geçmesine ve çevre ile insan sağlığı üzerindeki etkilerinin artmasına yol açar.
| Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
|---|---|---|
| Tek Çekim | 1.150,00 | 1.150,00 |
| 2 | 615,25 | 1.230,50 |
| 3 | 417,83 | 1.253,50 |
| 6 | 220,42 | 1.322,50 |
| 9 | 153,33 | 1.380,00 |
| 12 | 120,75 | 1.449,00 |