Günümüzde siyasetin ahlaki temelleri sorunu, salt kuramsal bir tartışma olmaktan çıkmış; siyasal eylemin meşruiyetini belirleyen merkezî bir sorgulama alanına dönüşmüştür. Modern siyaset, giderek araçsal aklın hâkimiyetine girerek etik ilkelerden uzaklaşmakta; güç, çıkar ve iktidar ilişkileri ise siyasal alanın başlıca belirleyicileri hâline gelmektedir. Afganistan, Irak, Srebrenitsa ve Suriye’den günümüzde Ukrayna ve Gazze’ye uzanan çatışmalar dizisi, siyasetin etik sınırlarını zorlayan süreklilik arz eden bir kriz ortamını görünür kılmaktadır. Bu tablo, ahlaki sorumlulukla bağını zayıflatan küresel siyasal düzenin, güç dengeleri ve çıkar hesapları üzerinden kendini yeniden ürettiğini açıkça göstermektedir. Dolayısıyla siyasal etiğin, yalnızca uygulamalı bir alt disiplin değil, siyaset felsefesinin merkezî bir kategorisi olarak yeniden ele alınması gerekmektedir.Bu çalışma, siyasetin etik temelleri sorununu tarihsel ya da felsefi bir çerçevenin ötesinde, çağdaş siyasal eylemin anlamını ve sınırlarını belirleyen temel bir mesele olarak ele alır. Siyasetin ahlaki boyutu ise hem bireysel vicdanın kamusal sorumluluğa dönüşmesini hem de siyasal iktidarın meşruiyetini mümkün kılan normatif çerçevenin yeniden düşünülmesini zorunlu kılmaktadır.
Günümüzde siyasetin ahlaki temelleri sorunu, salt kuramsal bir tartışma olmaktan çıkmış; siyasal eylemin meşruiyetini belirleyen merkezî bir sorgulama alanına dönüşmüştür. Modern siyaset, giderek araçsal aklın hâkimiyetine girerek etik ilkelerden uzaklaşmakta; güç, çıkar ve iktidar ilişkileri ise siyasal alanın başlıca belirleyicileri hâline gelmektedir. Afganistan, Irak, Srebrenitsa ve Suriye’den günümüzde Ukrayna ve Gazze’ye uzanan çatışmalar dizisi, siyasetin etik sınırlarını zorlayan süreklilik arz eden bir kriz ortamını görünür kılmaktadır. Bu tablo, ahlaki sorumlulukla bağını zayıflatan küresel siyasal düzenin, güç dengeleri ve çıkar hesapları üzerinden kendini yeniden ürettiğini açıkça göstermektedir. Dolayısıyla siyasal etiğin, yalnızca uygulamalı bir alt disiplin değil, siyaset felsefesinin merkezî bir kategorisi olarak yeniden ele alınması gerekmektedir.Bu çalışma, siyasetin etik temelleri sorununu tarihsel ya da felsefi bir çerçevenin ötesinde, çağdaş siyasal eylemin anlamını ve sınırlarını belirleyen temel bir mesele olarak ele alır. Siyasetin ahlaki boyutu ise hem bireysel vicdanın kamusal sorumluluğa dönüşmesini hem de siyasal iktidarın meşruiyetini mümkün kılan normatif çerçevenin yeniden düşünülmesini zorunlu kılmaktadır.
| Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
|---|---|---|
| Tek Çekim | 573,30 | 573,30 |
| 2 | 306,72 | 613,43 |
| 3 | 208,30 | 624,90 |
| 6 | 109,88 | 659,30 |
| 9 | 76,44 | 687,96 |
| 12 | 60,20 | 722,36 |