Büyük şair Nâzım Hikmet’in hayatı ve mücadelesi, ülkesini terk etmek zorunda bırakılışının 75. yılında, Ali Cabbar’ın görsel bir şölen sunan Yaşamak Güzel Şey kitabıyla anılıyor. Nâzım Hikmet, 1951 yazında Karadeniz’de bir tankere binerek ömrünün sonuna kadar sürgünde yaşamayı neden göze aldı? O günlerin Türkiye’si bugüne kıyasla nasıl bir ülkeydi? Boyut Yayınları’ndan çıkan kitap bu sorulara cevap arıyor, şairin “bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” yaşama kavgasına politik mücadelesi, tutsaklığı, sanatı ve aşklarıyla tanıklık ediyor.
Türkiye’de ve dünyada yaşanan siyasi, toplumsal ve kültürel olayların ışığında, görselliğe öncelik vererek okuyucuya ilginç bir okuma deneyimi sunan Ali Cabbar, Deniz Gezmiş’in hayatını anlattığı ilk kitabı Aşk Olsun Çocuk gibi Yaşamak Güzel Şey’i de türünün tek örneği “politik fotoroman” olarak tasarladı. Türkiye’nin ve dünyanın 70 yıllık tarihini özetleyen iki kitap, birbirinin devamı olarak okunan sürükleyici bir seri oluşturuyor.
Yaşamak Güzel Şey’de Nâzım Hikmet’in hayatına yakından değen Orhan Kemal, Kemal Tahir, Suat Derviş, Abidin Dino, Sabahattin Ali, Zekeriya ve Sabiha Sertel gibi dönemin mağdur edilmiş, hapiste çürütülmüş ve hatta öldürülmüş aydınlarına da geniş yer veriliyor, aralarındaki ilişkilerin, dayanışmanın ve dostlukların çarpıcı hikayeleri anlatılıyor. Yaşananları fazla yorum yapmadan sade bir anlatımla aktaran yazar, geçmişle günümüz arasındaki bağlantıları okurun keşfetmesini istiyor.
Ali Cabbar, kitabı için şunları söylüyor: “Nâzım Hikmet’in yaşadıklarını, dönemin diğer aydınlarının gördüğü baskı ve eziyetlerle paralel bir şekilde anlatmaya çalıştım. Yüz yıl önceki zulüm ve yasakların bugün neredeyse aynı biçimde sürdüğüne dikkat çekmek istedim. Bunun nasıl mümkün olduğuna hayret ediyorum. Belki de toplumların evriminde yüz yıl, sanıldığı kadar uzun bir süre değildir.”
Büyük şair Nâzım Hikmet’in hayatı ve mücadelesi, ülkesini terk etmek zorunda bırakılışının 75. yılında, Ali Cabbar’ın görsel bir şölen sunan Yaşamak Güzel Şey kitabıyla anılıyor. Nâzım Hikmet, 1951 yazında Karadeniz’de bir tankere binerek ömrünün sonuna kadar sürgünde yaşamayı neden göze aldı? O günlerin Türkiye’si bugüne kıyasla nasıl bir ülkeydi? Boyut Yayınları’ndan çıkan kitap bu sorulara cevap arıyor, şairin “bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” yaşama kavgasına politik mücadelesi, tutsaklığı, sanatı ve aşklarıyla tanıklık ediyor.
Türkiye’de ve dünyada yaşanan siyasi, toplumsal ve kültürel olayların ışığında, görselliğe öncelik vererek okuyucuya ilginç bir okuma deneyimi sunan Ali Cabbar, Deniz Gezmiş’in hayatını anlattığı ilk kitabı Aşk Olsun Çocuk gibi Yaşamak Güzel Şey’i de türünün tek örneği “politik fotoroman” olarak tasarladı. Türkiye’nin ve dünyanın 70 yıllık tarihini özetleyen iki kitap, birbirinin devamı olarak okunan sürükleyici bir seri oluşturuyor.
Yaşamak Güzel Şey’de Nâzım Hikmet’in hayatına yakından değen Orhan Kemal, Kemal Tahir, Suat Derviş, Abidin Dino, Sabahattin Ali, Zekeriya ve Sabiha Sertel gibi dönemin mağdur edilmiş, hapiste çürütülmüş ve hatta öldürülmüş aydınlarına da geniş yer veriliyor, aralarındaki ilişkilerin, dayanışmanın ve dostlukların çarpıcı hikayeleri anlatılıyor. Yaşananları fazla yorum yapmadan sade bir anlatımla aktaran yazar, geçmişle günümüz arasındaki bağlantıları okurun keşfetmesini istiyor.
Ali Cabbar, kitabı için şunları söylüyor: “Nâzım Hikmet’in yaşadıklarını, dönemin diğer aydınlarının gördüğü baskı ve eziyetlerle paralel bir şekilde anlatmaya çalıştım. Yüz yıl önceki zulüm ve yasakların bugün neredeyse aynı biçimde sürdüğüne dikkat çekmek istedim. Bunun nasıl mümkün olduğuna hayret ediyorum. Belki de toplumların evriminde yüz yıl, sanıldığı kadar uzun bir süre değildir.”
| Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
|---|---|---|
| Tek Çekim | 700,00 | 700,00 |
| 2 | 374,50 | 749,00 |
| 3 | 254,33 | 763,00 |
| 6 | 134,17 | 805,00 |
| 9 | 93,33 | 840,00 |
| 12 | 73,50 | 882,00 |