“Ya Sevdam Ya Kavgam, yalnızca bir gencin hayatına düşen izleri değil, aynı zamanda bir milletin evlatlarının kalbine kazınan büyük sınavı da anlatıyor. Çünkü “Ya Kavgam Ya Sevdam” derken aslında bir dönemin ruhu dile geliyor; o ruh, köy kahvelerinde yankılanan sloganlardan, gece vakti gizlice asılan afişlerden, yarım kalmış okul sıralarından ve sessizce yüreğe gömülmüş sevdalardan besleniyor. Her satırda, bir kuşağın hem hayallerinin hem de hayal kırıklıklarının yankısı var.
Kimi zaman yolun başında duran bir genç, kavganın sert gerçeğiyle yüzleşir kimi zaman kalbine sığmayan bir sevda, omuzlarına en ağır yükü yükler. Bu ikilem, yalnızca bir bireyin değil, bütün bir neslin kaderini belirlemiştir. 1970’lerden 12 Eylül sabahına uzanan süreçte yaşananlar, sadece sokakların, meydanların ya da teşkilatların hikâyesi değildir; aynı zamanda dostluğun, ihanetin, umudun ve kaybolan gençliğin hikâyesidir.
Bugünün gençleri için bu sayfalar, geçmişin yalnızca bir fotoğrafı değil, aynı zamanda bir ayna hükmündedir. O aynaya bakanlar, kendi sevdalarıyla kendi kavgaları arasında kalırken aslında hiçbir şeyin değişmediğini fark edeceklerdir. Yıllar geçse de nesiller değişse de insanı insan yapan çelişkiler, seçimler ve bedeller hep aynı kalır.
Bu kitabın her satırında, “Milliyetçi Türkiye” haykırışlarının ardında saklı gözyaşlarını, umutları ve bitmeyen inancı göreceksiniz. Ve belki de en çok şunu hissedeceksiniz: Bir genç, sevdası ile kavgası arasında sıkıştığında aslında bütün bir millet, kendi geleceğiyle yüzleşmektedir.
“Ya Kavgam Ya Sevdam” sadece bir hatırat değil, aynı zamanda kalbin en derin yerinden gelen bir çağrıdır. Bu çağrı, geçmişin acılarını hatırlatırken aynı zamanda geleceğe dair bir uyarı ve umut taşır. Çünkü bir gencin kalbi ne kadar kırılmış olursa olsun, orada daima yeniden filizlenen bir sevda, yeniden ayağa kalkmayı bekleyen bir inanç vardır.
Bu yüzden, kitabı kapatırken belki de en doğru söz şudur:
Her kuşak kendi kavgasını verir, her kuşak kendi sevdasını yaşar. Ama asıl mesele; insanın, hangi yolda yürürse yürüsün, kalbini kaybetmeden, sevdasını tüketmeden yoluna devam edebilmesidir.
ARZU ERDEM
“Ya Sevdam Ya Kavgam, yalnızca bir gencin hayatına düşen izleri değil, aynı zamanda bir milletin evlatlarının kalbine kazınan büyük sınavı da anlatıyor. Çünkü “Ya Kavgam Ya Sevdam” derken aslında bir dönemin ruhu dile geliyor; o ruh, köy kahvelerinde yankılanan sloganlardan, gece vakti gizlice asılan afişlerden, yarım kalmış okul sıralarından ve sessizce yüreğe gömülmüş sevdalardan besleniyor. Her satırda, bir kuşağın hem hayallerinin hem de hayal kırıklıklarının yankısı var.
Kimi zaman yolun başında duran bir genç, kavganın sert gerçeğiyle yüzleşir kimi zaman kalbine sığmayan bir sevda, omuzlarına en ağır yükü yükler. Bu ikilem, yalnızca bir bireyin değil, bütün bir neslin kaderini belirlemiştir. 1970’lerden 12 Eylül sabahına uzanan süreçte yaşananlar, sadece sokakların, meydanların ya da teşkilatların hikâyesi değildir; aynı zamanda dostluğun, ihanetin, umudun ve kaybolan gençliğin hikâyesidir.
Bugünün gençleri için bu sayfalar, geçmişin yalnızca bir fotoğrafı değil, aynı zamanda bir ayna hükmündedir. O aynaya bakanlar, kendi sevdalarıyla kendi kavgaları arasında kalırken aslında hiçbir şeyin değişmediğini fark edeceklerdir. Yıllar geçse de nesiller değişse de insanı insan yapan çelişkiler, seçimler ve bedeller hep aynı kalır.
Bu kitabın her satırında, “Milliyetçi Türkiye” haykırışlarının ardında saklı gözyaşlarını, umutları ve bitmeyen inancı göreceksiniz. Ve belki de en çok şunu hissedeceksiniz: Bir genç, sevdası ile kavgası arasında sıkıştığında aslında bütün bir millet, kendi geleceğiyle yüzleşmektedir.
“Ya Kavgam Ya Sevdam” sadece bir hatırat değil, aynı zamanda kalbin en derin yerinden gelen bir çağrıdır. Bu çağrı, geçmişin acılarını hatırlatırken aynı zamanda geleceğe dair bir uyarı ve umut taşır. Çünkü bir gencin kalbi ne kadar kırılmış olursa olsun, orada daima yeniden filizlenen bir sevda, yeniden ayağa kalkmayı bekleyen bir inanç vardır.
Bu yüzden, kitabı kapatırken belki de en doğru söz şudur:
Her kuşak kendi kavgasını verir, her kuşak kendi sevdasını yaşar. Ama asıl mesele; insanın, hangi yolda yürürse yürüsün, kalbini kaybetmeden, sevdasını tüketmeden yoluna devam edebilmesidir.
ARZU ERDEM
| Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
|---|---|---|
| Tek Çekim | 262,43 | 262,43 |
| 2 | 140,40 | 280,80 |
| 3 | 95,35 | 286,05 |
| 6 | 50,30 | 301,79 |
| 9 | 34,99 | 314,92 |
| 12 | 27,56 | 330,66 |