Tüm Günahlarıma Bir Anıt

Ankara’nın soğuk ve gri sokaklarında, hayattan neredeyse tamamen kopmuş bir özel dedektif, her sabah aynı rutini tekrarlayark günlerini sürdürmektedir. Kendi içine çökmüş, geçmişiyle ve zihninin karanlık köşeleriyle boğuşurken bir sabah kapısının önünde bir zarf bulunur. Göndereni belli olmayan bu mektup, onu sıradışı bir cinayetle karşı karşıya bırakır. Başta sıradan bir araştırma gibi görünen bu vaka, kısa sürede zincirleme bir dizi vahşi cinayete ve gizemli şifrelere dönüşür. Kurbanlar yalnızca öldürülmemiş, adeta mesajlar bırakmak istercesine işlenmiştir. Geride karmaşık detaylar, anlaşılması güç semboller ve dokuz yıl önce kapanmış bir dosyaya dair şaşırtıcı benzerlikler kalmıştır. Zamanla bu soruşturma dedektifin yalnızca cinayetleri değil, kendi geçmişini ve bastırdığı yönlerini de kurcaladığı kişisel bir yolculuğa dönüşür. Soruşturma derinleştikçe, yolları iki kişiyle daha kesişir : ‘Adalet’ peşinde sınır tanımayan, öfkeli ve aksi bir komiser ve geçmişini ardında bırakmaya çalışsa da suç dünyasıyla bağlarını tamamen koparamamış eski bir dost. «Tüm Günahlarıma Bir Anıt », adaletin ne olduğu, suçun nerede başladığı ve geçmişin insanı nasıl esir aldığı üzerine karanlık bir hikaye. Şiddetin, yalnızlığın ve çözülmesi gereken sırların arasında üç adamın yolunun kesiştiği, sarsıcı ve atmosferi yoğun bir polisiye.