Suç ve Ceza

İdealist bir hukuk fakültesi öğrencisi olan Rodion Romanoviç Raskolnikov, keskin bir zekâya sahip olmasına karşın psikolojik anlamda sancılı bir süreçten geçmektedir. Eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalan ve yoksul bir hayat süren Raskolnikov’un bu buhranlı hâlleri, en sonunda sırlarla dolu büyük bir suça zemin hazırlamıştır.

Raskolnikov’un hayata olan bakışını, toplumsal ahlaka ilişkin teorilerini ve suç algısını derinlemesine bir şekilde inceleyen Dostoyevski, roman üzerinden yaptığı tahlillerle dünya edebiyatının sayılı klasiklerinden biri olan Suç ve Ceza’ya imza atmıştır. Bir suçu yalnızca bir suç olarak değerlendirmeyip arka planında ne gibi argümanların bulunduğunu ve yaşanan iç hesaplaşmaları birlikte irdeleyen Dostoyevski, okuyucuya bambaşka bir perspektif kazandırmaktadır. Toplumun yararı adına kanunları göz ardı edip bir suçun faili olan Raskolnikov’un yaptığı bütün içsel sorgulamalar, aslında evrensel bir nitelik taşımaktadır.