Sahte Beden Kara İncir

Stok Kodu:
9786253736880
Boyut:
13.5x19.5
Sayfa Sayısı:
342
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%28 indirimli
330,00TL
237,60TL
Taksitli fiyat: 12 x 24,95TL
Temin süresi 7 gündür.
9786253736880
871246
Sahte Beden Kara İncir
Sahte Beden Kara İncir
237.60

Müjde, Kâfiye ve Nuri… Söndürdükleri hayattan bihaber ve umursamaz, üstlerine alınmaz bir eda ile yaşıyorlardı. Her şey aynıydı ve tekdüzeydi. Kadın dayak yer, kadın aldatılır… Ve bu yüzden Kumru babasından zulüm görürdü. Güçlü olan erkekti, bedenini erkeklerden korumanın tek yolu erkek olmak mıydı? Evlenmeyi aklından bile geçirmiyordu, yengesi arada bir hatırlattığında bile midesi bulanıyordu. En çok sevdiği insan nasıl olur da bunu anlamazdı? Zahide yengesine arada bir küsüyor ve hiç aramıyordu ama onu çok özlüyordu. Garip bir boşluk hissetti tam da yüreğinin ortasında. “Neden annemi değil de yengemi özlüyorum?” dedi sessizce. “Ve kadınlar/Bizim kadınlarımız: Korkunç ve mübarek elleri/ İnce, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle/ Anamız, avradımız, yârimiz/ Ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen ve soframızdaki yeri/ Öküzümüzden sonra gelen…/ Bizim kadınlarımız.” Bu roman, büyük şairin yukarıda dediği gibi, soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen kadınlarımızın yaşadıkları dramın Kumru’nun şahsından ağıtlaştırılması olarak okunabilir. Kumru; yaşadığı toplumun erilliğine, riyakârlığına, ikiyüzlülüğüne karşı cesurca meydan okuyup onlarla savaşmaktan korkmuyor. Kumru; her şeye rağmen dürüst, namuslu, tutarlı kalmayı başarabiliyor. Kumru’nun verdiği bu savaş biraz da Don Kişot’un yel değirmenleriyle savaşına benziyor. Vermesi gereken başka bir savaş daha var Kumru’nun. Bu savaş daha yapısal, daha varoluşsal ve daha ontolojik maalesef.

Cem Kalender

Müjde, Kâfiye ve Nuri… Söndürdükleri hayattan bihaber ve umursamaz, üstlerine alınmaz bir eda ile yaşıyorlardı. Her şey aynıydı ve tekdüzeydi. Kadın dayak yer, kadın aldatılır… Ve bu yüzden Kumru babasından zulüm görürdü. Güçlü olan erkekti, bedenini erkeklerden korumanın tek yolu erkek olmak mıydı? Evlenmeyi aklından bile geçirmiyordu, yengesi arada bir hatırlattığında bile midesi bulanıyordu. En çok sevdiği insan nasıl olur da bunu anlamazdı? Zahide yengesine arada bir küsüyor ve hiç aramıyordu ama onu çok özlüyordu. Garip bir boşluk hissetti tam da yüreğinin ortasında. “Neden annemi değil de yengemi özlüyorum?” dedi sessizce. “Ve kadınlar/Bizim kadınlarımız: Korkunç ve mübarek elleri/ İnce, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle/ Anamız, avradımız, yârimiz/ Ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen ve soframızdaki yeri/ Öküzümüzden sonra gelen…/ Bizim kadınlarımız.” Bu roman, büyük şairin yukarıda dediği gibi, soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen kadınlarımızın yaşadıkları dramın Kumru’nun şahsından ağıtlaştırılması olarak okunabilir. Kumru; yaşadığı toplumun erilliğine, riyakârlığına, ikiyüzlülüğüne karşı cesurca meydan okuyup onlarla savaşmaktan korkmuyor. Kumru; her şeye rağmen dürüst, namuslu, tutarlı kalmayı başarabiliyor. Kumru’nun verdiği bu savaş biraz da Don Kişot’un yel değirmenleriyle savaşına benziyor. Vermesi gereken başka bir savaş daha var Kumru’nun. Bu savaş daha yapısal, daha varoluşsal ve daha ontolojik maalesef.

Cem Kalender

Tüm Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 237,60    237,60   
2 127,12    254,23   
3 86,33    258,98   
6 45,54    273,24   
9 31,68    285,12   
12 24,95    299,38   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat