"Söylenmeyeni söyleyen sözler.”
Bazı sözler var ki aslında hiç söylenmemiştir. Sadece hissedilir.
Sanki bir rüzgâr gibi geçer içinden, kelimeye dokunmadan anlamı bırakır.
Az ama derin. Yumuşak ama keskin.
Bazen sustuğunda konuşan, bazen bir göz kırpışı kadar kısa ama bir ömür kadar kalıcı olan sözler…
“Kendine uğra, kendini duy, kendi içinden geç.”
Her cümlenin içinden geçen bir yol var:
Yara gibi başlayan ama şifaya dönüşen bir yol.
Bu yolu yürürken kendine “Kimim ben?” diye soran herkesin, bu satırlarda bir yerinin olacağına inanıyorum.
“Bazı sözler, evin olur.”
Ben, kelimelerle bir dünya kurdum kendime.
Bu satırlar, sezgilerin diliyle karşılaşacağın yerler. Anlamlar, açıklanmak için değil, hissetmek için var.
Çünkü içindeki bilgeler, sadece zihnin sustuğunda konuşur. Her söz, bir iç sesin yankısıdır.
Ve bazı yankılar, bir ömrü değiştirir.
Uzun bir yolculuktan dönermiş gibi hissedersin bazı cümleleri okurken. Sanki kelimeler değil de kalbine serilen bir battaniye gibidir.
Burası, işte o battaniyelerin yeri.
Kendinle barıştığın, içinin yumuşadığı, güvende hissettiğin bir alan. Açık bir alan.
Yargısız, sessiz, sade.
Ve şimdi, “seni davet ediyorum”.
"Söylenmeyeni söyleyen sözler.”
Bazı sözler var ki aslında hiç söylenmemiştir. Sadece hissedilir.
Sanki bir rüzgâr gibi geçer içinden, kelimeye dokunmadan anlamı bırakır.
Az ama derin. Yumuşak ama keskin.
Bazen sustuğunda konuşan, bazen bir göz kırpışı kadar kısa ama bir ömür kadar kalıcı olan sözler…
“Kendine uğra, kendini duy, kendi içinden geç.”
Her cümlenin içinden geçen bir yol var:
Yara gibi başlayan ama şifaya dönüşen bir yol.
Bu yolu yürürken kendine “Kimim ben?” diye soran herkesin, bu satırlarda bir yerinin olacağına inanıyorum.
“Bazı sözler, evin olur.”
Ben, kelimelerle bir dünya kurdum kendime.
Bu satırlar, sezgilerin diliyle karşılaşacağın yerler. Anlamlar, açıklanmak için değil, hissetmek için var.
Çünkü içindeki bilgeler, sadece zihnin sustuğunda konuşur. Her söz, bir iç sesin yankısıdır.
Ve bazı yankılar, bir ömrü değiştirir.
Uzun bir yolculuktan dönermiş gibi hissedersin bazı cümleleri okurken. Sanki kelimeler değil de kalbine serilen bir battaniye gibidir.
Burası, işte o battaniyelerin yeri.
Kendinle barıştığın, içinin yumuşadığı, güvende hissettiğin bir alan. Açık bir alan.
Yargısız, sessiz, sade.
Ve şimdi, “seni davet ediyorum”.
| Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
|---|---|---|
| Tek Çekim | 288,00 | 288,00 |
| 2 | 154,08 | 308,16 |
| 3 | 104,64 | 313,92 |
| 6 | 55,20 | 331,20 |
| 9 | 38,40 | 345,60 |
| 12 | 30,24 | 362,88 |