Mütevekkil insanların Anadolu’yu yurt tutma gayretleri 1071 öncesine dayanır. Rum diyarına yerleşirken muhal olan eski hâlin yenisini doğru ve muhkem kuran bu insanları yani Alperenleri, onların gönül dünyasını, görüş ufkunu yeterince kavramamız hatta içselleştirmemiz gerekir. Bu insanların yeni yurtta, hayatın binbir gailesiyle nasıl baş ettiğine, nasıl inandığına, nasıl düşündüğüne, nasıl yaşadığına dair her kayıt, her söz, üzerinde durup düşünmeyi fazlasıyla hak eder.
Can Nehrine Varınca İrşâdî, Alperen dünyasına dair bir roman. Üstelik kitapta anlatılanların gerçekliği, pek çoğu nazım biçimindeki yazılı kayıtla sözlü kültürde neredeyse bin yıl anlatılmış söylence varyantına dayanır. Romanın olay zinciri 1048’de, Bayburt Kalesi’nde Bizans tekfurunun keyfine keyif kattığı dönemde başlar. Bir Alperen topluluğunun kuşaklar boyu aşk, hakikat, ilim, irfan mücadelesinin, gayrimüslimlerle komşuluk ilişkilerinin, çetin gönül yolculuklarının, dönemin dil ve söyleyiş özelliklerine uygun olarak anlatıldığı romanda olaylar, Rusların Kop Dağı’nda destansı bir savunmayla durdurulduğu 1916’ya değin uzanır. Bu uzun zaman aralığında atlamalarla anlatılan çeşitli mücadeleler, mekânlar, şahıslar hem Eski Anadolu Türkçesi hakkında pratik veri sunması bakımından hem de Alperen yaşayışını günümüze taşıması bakımından oldukça kıymetli.
Mütevekkil insanların Anadolu’yu yurt tutma gayretleri 1071 öncesine dayanır. Rum diyarına yerleşirken muhal olan eski hâlin yenisini doğru ve muhkem kuran bu insanları yani Alperenleri, onların gönül dünyasını, görüş ufkunu yeterince kavramamız hatta içselleştirmemiz gerekir. Bu insanların yeni yurtta, hayatın binbir gailesiyle nasıl baş ettiğine, nasıl inandığına, nasıl düşündüğüne, nasıl yaşadığına dair her kayıt, her söz, üzerinde durup düşünmeyi fazlasıyla hak eder.
Can Nehrine Varınca İrşâdî, Alperen dünyasına dair bir roman. Üstelik kitapta anlatılanların gerçekliği, pek çoğu nazım biçimindeki yazılı kayıtla sözlü kültürde neredeyse bin yıl anlatılmış söylence varyantına dayanır. Romanın olay zinciri 1048’de, Bayburt Kalesi’nde Bizans tekfurunun keyfine keyif kattığı dönemde başlar. Bir Alperen topluluğunun kuşaklar boyu aşk, hakikat, ilim, irfan mücadelesinin, gayrimüslimlerle komşuluk ilişkilerinin, çetin gönül yolculuklarının, dönemin dil ve söyleyiş özelliklerine uygun olarak anlatıldığı romanda olaylar, Rusların Kop Dağı’nda destansı bir savunmayla durdurulduğu 1916’ya değin uzanır. Bu uzun zaman aralığında atlamalarla anlatılan çeşitli mücadeleler, mekânlar, şahıslar hem Eski Anadolu Türkçesi hakkında pratik veri sunması bakımından hem de Alperen yaşayışını günümüze taşıması bakımından oldukça kıymetli.
| Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
|---|---|---|
| Tek Çekim | 520,00 | 520,00 |
| 2 | 278,20 | 556,40 |
| 3 | 188,93 | 566,80 |
| 6 | 99,67 | 598,00 |
| 9 | 69,33 | 624,00 |
| 12 | 54,60 | 655,20 |