“Beni Sen Öldür kitabında anlatılanlar, Maraş Kıyımı’nda topluma yaşatılan trajedilerin çok az bir kısmını ifade etmektedir. Ancak herkes bilmelidir ki soykırım uygulamalarında yaşatılan bütün acılar, Maraş Kıyımı’nda da yaşatılmıştır. Bu acıların bilinmesi ve paylaşılması, bütün ezilenler açısından önemli bir sorumluluktur. Çünkü ezilenler, acılarından örgütlü mücadelenin zaferini yaratmak zorundadır.
Bu acıların bizlere yaşatılması, tekrarının olmayacağı bir tesadüfün sonucu değildir. Tam tersine her şey, egemen güçler tarafından politik iktidar amacıyla ve organize bir kötülük olarak planlandı ve gerçekleştirildi. Bu sosyopolitik gerçekliği biliyoruz ve bunu unutmayacağız.
Aynı şekilde ezilenler de tarih boyunca kendilerine yaşatılan acıları unutmayacaklardır.
Dersim’de, mecbur kalan anneleri sesleri duyulmasın diye ağızlarını örtüğü için sessizce boğulan çocukları da, Zeytun’da yakalanmamak için kendilerini köprüden atan Ermeni genç kadınları da, “Beni sen öldür.” diyen Ümmühan Ana’yı da unutmayacaklardır.
Unutmamakla yetinilmeyecek; bu kanlı uygulamaların hesabı da ahirete bırakılmayacaktır.
Demokrasi, adalet ve özgürlük; soykırımların, katliamların ve her türden zorbalığın mahkûm edildiği bir zemin üzerinde yükselecek, mümkün olacaktır.”
“Beni Sen Öldür kitabında anlatılanlar, Maraş Kıyımı’nda topluma yaşatılan trajedilerin çok az bir kısmını ifade etmektedir. Ancak herkes bilmelidir ki soykırım uygulamalarında yaşatılan bütün acılar, Maraş Kıyımı’nda da yaşatılmıştır. Bu acıların bilinmesi ve paylaşılması, bütün ezilenler açısından önemli bir sorumluluktur. Çünkü ezilenler, acılarından örgütlü mücadelenin zaferini yaratmak zorundadır.
Bu acıların bizlere yaşatılması, tekrarının olmayacağı bir tesadüfün sonucu değildir. Tam tersine her şey, egemen güçler tarafından politik iktidar amacıyla ve organize bir kötülük olarak planlandı ve gerçekleştirildi. Bu sosyopolitik gerçekliği biliyoruz ve bunu unutmayacağız.
Aynı şekilde ezilenler de tarih boyunca kendilerine yaşatılan acıları unutmayacaklardır.
Dersim’de, mecbur kalan anneleri sesleri duyulmasın diye ağızlarını örtüğü için sessizce boğulan çocukları da, Zeytun’da yakalanmamak için kendilerini köprüden atan Ermeni genç kadınları da, “Beni sen öldür.” diyen Ümmühan Ana’yı da unutmayacaklardır.
Unutmamakla yetinilmeyecek; bu kanlı uygulamaların hesabı da ahirete bırakılmayacaktır.
Demokrasi, adalet ve özgürlük; soykırımların, katliamların ve her türden zorbalığın mahkûm edildiği bir zemin üzerinde yükselecek, mümkün olacaktır.”
| Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
|---|---|---|
| Tek Çekim | 577,50 | 577,50 |
| 2 | 308,96 | 617,93 |
| 3 | 209,83 | 629,48 |
| 6 | 110,69 | 664,13 |
| 9 | 77,00 | 693,00 |
| 12 | 60,64 | 727,65 |